AK Parti Sözcüsü Çelik, Merkez Yönetim Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (1)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Herhangi bir kara operasyonuyla Gazze’yi ıssız bir araziye dönüştürmek, insanlık dışı bir hedef olur ve bölgede çok daha büyük çatışmalara yol açar.” söz konusu.
Çelik, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Hafta sonu Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümünün kutlanacağını hatırlatan Çelik, kutlama faaliyetlerinin kapsamlı bir şekilde yürütüleceğini, Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümünün tüm kamuoyunun gözü önünde şan ve şerefle kutlanacağını söyledi. Millet, Ankara’daki törenlerin ardından İstanbul’da yapılan hazırlıklarla.
“Birinci Dünya Savaşı’nın ardından büyük mücadeleler vererek Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak, bizi yok etmek isteyenlere karşı tarihte olduğumuzu, burada olduğumuzu ve hiçbir yere gitmeyeceğimiz mesajını bir kez daha güçlü bir şekilde verdik.” Çelik, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma mücadelesinin çeşitli sorunlara ve darbe girişimlerine rağmen bugünlere geldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık döneminden bu yana yaşanan güçlü devrimlerin, Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması ve her türlü vesayet egemenliğine son verilmesi açısından son derece tarihi olduğunu vurgulayan Çelik, “Bu noktada bir kez daha bakıyoruz. Türk Asrını büyük bir inanç ve gururla anıyoruz.” “Cumhuriyetimizin 100. yılını şan ve gururla kutluyoruz. Milletimizin bayramını bir kez daha kutluyoruz.” dedi.
İsrail-Filistin çatışması
Çelik, Gazze’de olaylar devam ederken insani durumun da herkesin gözü önünde kötüleştiğini belirtti.
Bu kapsamda Çelik, Türk milletinin taleplerini büyük bir vicdani ve insani duruş olarak ortaya koymak amacıyla Cumartesi günü İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla büyük bir miting düzenleneceğini hatırlatarak, bu mücadelenin ne kadar büyük olduğunu tüm dünyaya göstereceklerini belirtti. Gazze’deki insanlık dışı abluka kabul edilemez.
Gelinen noktada vahim gelişmelerin yaşandığını ve herkesin hastanedeki çocukların hayatından endişe duyduğunu belirten Çelik, bugün maalesef o hastanelerin tüm altyapısının yıkıldığını, çocuklara ve yaralılara hizmet veremez hale geldiğini belirtti. insanlar.
“Gazze tüm insanlığın sınandığı bir yer haline geldi.”
Yarısı çocuk olmak üzere ölen Filistinli sayısının 5 bine yaklaştığını belirten Çelik, şöyle konuştu:
“Günlerdir bombalanarak kadınlar ve masum insanlar hayatlarını kaybediyor. Yaralıları tedavi edecek sağlık altyapısı olmadığından Gazze, trajedi üstüne trajedi ekleyerek tüm insanlığın sınandığı bir yer haline geldi. İnsan hakları örgütlerinin Buna soykırım demeye başladık, aslında tüm insanlık için bir felakettir.” Uyarı işareti. Bütün bunlar olurken Batılı hükümetler ne yapıyor? Batılı yönetimler Filistin’e destek yürüyüşlerini engellemeye çalışıyor, Filistin bayrağını suç unsuru haline getirmeye çalışıyor. Allah’a şükür Batı’nın birçok ülkesinin başkentlerinde vicdanlı insanlar asalet ve asalet göstererek mazlumların yanında yer alıyor. “Bunu ifade eden büyük yürüyüşlere imza atıyorlar. Bu hükümetlerle dünya halkları arasındaki belki de en büyük ayrılıklardan biri bu şekilde meydana geldi.”
“Savunmasız sivillerin üzerine bomba atmayın…”
Batılı liderlerin de sistematik olarak İsrail’i ziyaret ettiğini ve hepsinin “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır” cümlesini ezberlediklerini söyleyen Çelik, her egemen devletin kendini savunma hakkına sahip olduğunu vurguladı.
Ancak İsrail’in kendini savunma hakkının çocukları öldürme hakkı olmadığını belirten Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İsrail’in meşru müdafaa hakkı, savunmasız sivillerin üzerine bomba atmak ya da tüm bölgeyi içine çekecek bölgesel bir çatışmayı tetikleyecek büyük bir provokasyon yapmak anlamına gelmiyor. Batılı liderler İsrail’in kendini savunma hakkından bahsederken, aynı zamanda İsrail’in meşru müdafaa hakkından da söz ediyor. Filistinli çocukların, masum sivillerin yaşam hakkı ve Gazze’de yaşama hakkı.” Ayrıca İsrail’in insanlığın gözü önünde onu yok etmeye yönelik çabalarına herkesin karşı çıkması gerektiğini de belirtmeliler. Bugün sadece İsrail’in kendini savunma hakkından bahsetmek ve bu cümleyi bir kenara bırakmak, ‘İsrail’e karşı daha çok katliam, cinayet işliyorsunuz’ demekten başka bir anlam ifade etmiyor. “Meşru müdafaa hakkı, uluslararası hukuk kuralları içerisindedir. Hukuka ve insan haklarına uygundur. Masum çocukların ve sivillerin cesetleri üzerinde meşru müdafaa hakkından bahsederseniz bu, başka bir şey değildir. ‘Daha fazla insan öldürün’ diyor.”
“İsrail Gazze’yi insansız kara modülüne dönüştürmenin peşinde”
Çelik, İsrail’in Gazze’ye yönelik kara operasyonunun ne gibi korkunç sonuçlar doğuracağını günlerdir tüm dünyanın tartıştığını belirtti.
“Kara harekâtı hem insani açıdan feci sonuçlar doğuracaktır, hem de bölgesel çatışmayı tetikleyecektir. Biz kara harekâtına odaklanmışken, şu anda devam eden hava harekâtının daha az vahim sonuçlar doğurduğunu söylemek mümkün değil.” Çelik şunları söyledi:
“Kara operasyonunun ciddiyetinden bahsederken, mevcut hava operasyonlarının yol açtığı felaketi normalleştirmemek gerekiyor. Yaklaşık 1,1 milyonu burada yaşayan, 2 milyona yakın sivilin yaşadığı Gazze’nin kuzeyini bombalama kimin hakkı var? Bu kadar insanın üzerine bomba yağdırmaya kimin hakkı var? Bütün dünya Gazze’ye insani yardımdan bahsederken İsrail Gazze’yi ıssız bir araziye çevirmeye çalışıyor. İnsani yardım, İsrail ve Netanyahu hükümetinin ne yapmak istediğini anlamak için düşünülmesi gereken bir şey. Filistinlileri Mısır’a mı yoksa başka bir çöle mi göndersinler? Bunu kullanıp kullanmayacağına karar verecek bir plan geliştiriyorlar. Rastgele bir kara operasyonuyla Gazze’yi insansız kara modülüne dönüştürmek insanlık dışı bir hedef olur ve bölgede çok daha büyük çatışmalara yol açar.”
“İki devletli çözüm”
Ömer Çelik, Gazze’nin bir açık hava hapishanesi olduğunu, dünyadaki en ağır koşulların ve modern zamanların en uzun işgallerinden birinin 2007’den bu yana devam ettiğini belirtti.
Kime sorulsa cevabın “İki devletli çözümden yanayız” olduğunu belirten Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İki devletli çözümden yana olduklarını söyleyenlerin, iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik uygulanabilir bir protokolü veya uygulama planı var mı? Uygulama planı da yok. İki devletli çözümden bahsediliyor, ardından izleniyor.” Gazzelilerin ve Batı Şeria’dakilerin ölmesi ve bu iki devletli çözümün bu şekilde dile getirilmesi aynı zamanda “Aslında bütün bu zulümlere seyirci kalmak demektir. Artık bir uygulama ve eylem planı çerçevesinde iki devletli çözümün konuşulması gerekiyor. Açık bir durum var. İşgali yok sayarak bu bölgede barışı ve normalleşmeyi sağlamak mümkün değildir.”
(Devam edecek)